Hazırlık aşamasında ben bir stresli bir mutlu çarpan kalbim yüzünden dengesiz kadının teki oldum. Aman bir şey unutmayayım listesi yaptım; 4 sayfa tuttu.
Bezden pekmeze, ıslak mendilden bisküviye her şeyi götürdüm (pişman da olmadım). Yok böcek sokarsa kremi, yok alışık olduğu organik şampuanı falan filan derken koca bavulun yüzde doksanı Lara'nın oldu. Biz de iki kişi bir köşeciğe sığıştık :)
İşte ilk tatilimizdeki beslenme maceramız:
- Götürmediğim şeylerden ikisi kavanoz maması ve hazır meyve püresiydi. Mamaları yine günlük ve taze hazırlayacaktım. Zorda kalırsam nasıl olsa orada Milupa vs. bulurum sandım, ama yanıldım. Süpermarkette sadece İtalyan markaları vardı (bkz. Mellin, Plasmon, Coop).
- Sebze almak için her gün kurulan pazara gittik. Fakat Lara'nın yediklerinden sadece taze fasulye ve kabak bulabildim. Çok sevdiği kereviz, enginar, pancar, minyatür soğan vs. gibi sebzeler yoktu. Kuşkonmaz gibi bolca bulunan ama bilmediğim sebzeleri denemeye ise doğal olarak çekindim.
- Et ve tavukta bir sorun yoktu, hatta nefislerdi diyebilirim.
- Püre yaptığım makineyi ne gerek var diye götürmedim. Buharda pişirme aparatı (şu tencerenin içine koyulan şemsiye kılıklı şey) aynı işi görürdü nasıl olsa... Sebzeleri ve eti onda pişirip el blenderıyla püre haline getirdim. Anlamadığım bir şekilde Lara sevmedi. Yaptığım pürelerin hepsi birkaç kaşıktan sonra malesef çöpe gitti.
- Madem öyle, gidip kavanoz maması alalım dedik. Lara hazır mama sevmiyor ama belki bu kez seveceği tutardı. Karışık sebzelisinden buldum. Organik olduğunu görünce içim daha bir rahatladı. Tek sorun içinde et olmamasıydı. Et ve tavuk ayrı kavanoz mamaları olarak satılıyor. Bir kaşık et, bir kaşık sebze formülünü denedim. Beklediğim üzere Lara birkaç kaşıktan sonra burun kıvırdı. Hiç istemediğim halde bisküviyle kandırarak yedirmek zorunda kaldım.
- Meyve püresi sorun olmadı. Lara orada elmayı armutu kıtır kıtır ısırarak yemeye başladı. Tabii biraz uzun sürüyor böyle :) "Hemen ye de bitsin şu mama seansları" dediğim noktalarda oranın hazır meyve pürelerinden verdim. Sevdi.
- Yoğurdun kıvamını bir türlü tutturamadım. Hazır bisküvili bebek yoğurdu buldum. Lara parmaklarını yaladı. Dayanamayıp kendim de yedim.
Sonuç olarak Lara tatil boyunca çok da ideal beslenmedi. Belki orada diş patlattığından (bir gün sürdü gerçi), belki sebzeleri sevmediğinden, belki başka sebeplerden. Peki ben bunu kafaya taktım mı? Hayır. Uyku düzeninin bozulmaması, yatağını yadırgamaması gibi meseleler benim için daha önemliydi.
Sadece, bir dahaki yurt dışı tatilimize buharda pişirme makinemi, sebze-meyve pürelerimi ve Lara'nın sevdiği taze sebzeleri mutlaka götüreceğim. Çünkü, sevgili kızım tatilden döner dönmez kendi usulümüzde, alışık olduğu sebzelerle yaptığım püreleri tabağı sıyırana kadar yedi :)
0 yorum:
Yorum Gönder