Lara'yla insan gibi masaya oturmuşuz, öğlen yemeği yiyoruz. Köfte, patates, Havuçlu-Balkabaklı Piccolini, yoğurt... Bir yandan da yeni öğrendiği bir şarkıyı söylüyoruz. Akşamüstü çocuk tiyatrosuna biletimiz var. Giderken belki dondurmacıya uğrarız...
...diye hayallene hayallene makarna rafından kasaya kadar gelmişim. Sepetin en üstünde Piccolini.Yeni çıkmış. %25 sebze püresi içeren, daha önemlisi 6 dakikada pişen, %100 doğal içerikli makarna. İster Havuçlu-Balkabaklı, ister Kabaklı-Ispanaklı, ister Domatesli-Havuçlu.
Püre, uyku, oyun, püre... döngüsünden arada fenalıklar geçiren, sebze-et-tahıl üçlüsünü hep aynı şekilde pişirme işine giderek daha çok üşenen bir anne olarak son zamanlarda sıkça yukarıdaki hayali kurar olmuştum. Piccolini de üstüne tuz biber ekti. Haydi Lara, büyü artık bak makarnalar, dondurmalar oooh :)
Not: Havuçlu-Balkabaklısını iki makarna düşkünü olarak babacıkla denedik. Hiç fena değil.